Category Archives: internet

>İsim Tescil’den alınan domaini Blogger’a yönlendirme

>Kisiselweblog arkadaşımın isteği üzerine;
Kişisellikten biraz sıyrılıp deneyimlerimi paylaşayım dedim.
Blogspot uzantılı bir bloğunuz varsa bunu nasıl com/net/org… yapacağınızı anlatacağım. (Beni baya uğraştırmıştı.) Ama öncelikle şunu söyleyeyim, DNS Park gibi yönlendirme sitelerini kullanmayacağız. Bunun nedeni ise kapanabilme ihtimalinin olması. Ben domaini İsimtescil firmasından aldım. Özelliği ise hesap yönetiminde yönlendirmeyi kendi yapabilmesi, pratik, kolay, hızlı olması, bu firmadan domain almak için yeterli bir sebep olduğunu düşünüyorum. Ayrıca İsimtescil.net, domain alanında 1 numara. Neyse Bu kadar lak lak yeter.
***
İsimtescil.net ile aldığınız domainin (yaklaşık 7$) Domain Yönetimine giriyoruz. Ardından Detaylı Yönetim diyoruz. Alta indiğimizde 8. IP Bazlı Gelişmiş Dns Yönetimi(gmail, blogger, hotmail, msn,özel web server) göreceksiniz, tıklıyoruz.

Şimdi en önemli kısma geldik.
Benim ayarlara göre yaparsanız sorunsuz bir şekilde domainimizi yönlendireceğiz. (Blogger DNS: 74.125.93.121) 
Yani ne yapın ne edin ayarlarınız şu şekilde olsun:

Bu ayarları yaptıktan sonra kaydedin ve kesinlikle ayarlarınızı bir daha ellemeyin.
Şimdi açın Blogger’ı. Blogger’dan Ayarlar – Yayıncılık – Özel Alan – Gelişmiş Ayarlar diyoruz.
Etki alanına domaininizi yazın. Kaydettikten sonra alttaki kutucuğu tıklayıp tekrar kaydedin.
Yaklaşık 1-2 saate yönlendirme tamamlanarak sorunsuz hale gelecek.
-Abi ben yaptım olmadı, site açılmıyor- diyeceksiniz. Ayarlarınızı ellemeden bekleyin.
Sorun çıkarsa veya aklınıza takılan herhangi bir şey varsa yorum olarak danışabilirsiniz.

>İnternet yalanlarına alet olma!

>Melekler, uçuşan atlar, yanan kızlar…

Sosyal ağlarda, bloglarda, forumlarda gördüğün, ağzının açık kaldığı ve tüm bunlara aldanıp bir de alet olduğun videolardan, resimlerden ve yazılardan bahsediyorum.
Reklam, hit, menfaat uğrana dini bunu alet edip çıkar sağlayanlar var.
Peki senin çıkarın ne?
Arkadaşlarına ileterek, sosyal ağlarda paylaşarak ne yapıyorsun?
Dur dur ben söyleyeyim: ALET OLUYORSUN!
Geçen dolaşıyorum.
Kabeye inen Meleğin şok görüntüleri diye video. 
Facebook’ta abartısız onlarca kişi paylaşmış.
Yorumların bir kısmı şöyle:

Bence melekler görünmez ama ne bilim bazen görünebilir.

ALLAH büyüklüğünü göstermiş.

İnanmayanlar buna ne diyecekler acaba!?

Böyle bir şey olabilir mi? Gerçekten inanıyor musunuz? (Her inanca saygım var o farklı.)
Yok melek yok cin görünmüş. Ha bide şu var: Melek görüyorsun, cin görüyorsun dur 2 poz alayım, videosunu çekim paylaşırız, izlenme rekoru kırarız.
Oldu, yedik.

“Melekler, nurdan yaratılan, ruhanî ve lâtif varlıklar oldukları için, kendilerine mahsus olan bu mahiyet ve hakikatları onların insan gözüne görünmesine engel teşkil eder. Çünkü, maddî olan insan gözü, melekler gibi nuranî, lâtif ve soyut varlıkları görebilecek şekil ve vasıfda yaratılmamıştır.” (Müslümansanız tabi)

***
Tek bir konu üzerinde durmayalım.
Bir diğeri de yıllar önce herkesin dilinde olan Kuran-ı Kerimi yırtarak yanan kızın hikayesi. Ne acıklı değil mi?
Hatırlayalım mı?

İbretle okuyacağınız bu olay Hollanda’da gerçekleşmiştir.
Bir genç kız odasında müzik dinlerken, annesi de sesli bir şekilde Kuran-ı Kerim okumakla meşgulmüş. Bu sırada annesi kızına müziğin sesini kısmasını söylemiş. Bunun üzerine genç kız annesine bağırarak kendisinin susmasını istemiş. Genç kız annesinin onu dinlemediğini ve Kuran-ı Kerimi hala sesli bir şekilde okumaya devam ettiğini görünce hemen, insanlara rehber amacıyla indirilen kutsal kitabımızı annesinin elinden alıp yırtar. O an genç kız alev alıp yanmaya başlar. Söndürmek için üzerine battaniye atar annesi. Battaniyesini kaldırdığındaysa aşağıda görülen ibretli manzarayla karşılaşır. Genç kız şu an Hollanda’da bir hastanededir. Ailesi iğne yaptırıp öldürülmesini istiyor.

Vay be! Ne hayal gücü.

Bu fotodan tırsanlar var.

 Bu fotoya bide farklı bir açıdan bakalım:

Deri Peyzajı

Piccinini’nin söz konusu heykeli de içinde barındıran “Deri Peyzajı” adlı eseri. Bu tür saçmalıkların ciddi sitelere  sıçramasından sonra Piccinini’nde haberi oldu ve sanatçı kişisel sitesinde oldukça öfkeli bir biçimde açıklama yaptı.
İnsanlarımızın bu tür dinsel hikayelere içtenlikle, şiddetle devam etmeleri İLGİNÇ. Hala günümüzde bu tür hikayeler çıkıyor. GÜLÜNÇ.
Aklıma şu soru geliyor: İslam dininin bu tür yalanlara ihtiyacı mı var?
Ve cevabı da kendim veriyorum: Hayır.
***
Böyle hikayeleri çoğaltmak mümkün.
Diyeceğim şey odur ki, GÖRÜNTÜYE ALDANMAYIN.
Yazılan çizilen, yapılan edilen resimlere, videolara, yazılara inanmayın.
Hadi bunları yedik.
Sosyal ağlarda, mail ile forward edilen mesajlarda şunu 10 kişiyle paylaşmazsan günün kötü geçecek, 20 kişiye iletmezsen evde kalacaksın falan filan.
Mantığınız alıyor mu?
***
Şu sıralarda
Adını söylemeye bile utandığımız Coca-Cola’yı protesto ediyoruz” gibisinden sayfalar…
Gelmeyin bu oyunlara.
Coca-Cola’yı tersten okuyunca “Muhammed yok, Mekke yok” görebiliyorsanız, bende barkodundan yemek tarifi okuyabiliyorum.
***
Umarım tatmin edici olmuştur.

>Yeni ahlak bekçimiz: Hıncal Uluç

>

Defne Joy Foster’in ölümünden sonra açılmadık forumlar, sayfalar kalmadı, badem gözlü oldu. Bunca reklam, primden sonra yapılan son darbeyi de Hıncal ağabeyimiz vurdu. Çoğu zaman yazdığı yazıların altına imzamı atarım dediğim bu YAZAR bir anda gözümden, gözlerden düştü. Bir anne, ister aldatsın ister terörist, ister fahişe olsun her şeyden önce ANNE‘dir. Kim kimin ilişkilerine karışabilir ki? Kim kimin içini okuyabilir ki? Kim ne bilebilir ki? Hıncal ağabeyimiz şimdi de ahlak bekçiliğine mi soyundu? Kocası bile ağzını açmazken Hıncal Ağabeyimizi dürten şey neydi? Ha! Demiş ki:

“Empati, mempati… Hadi kendinizi İlker Yasin’in yerine koyun dostlarım.”

Hıncal Ağabey, peki empati sırası sende şimdi. O çocuk yıllar sonra senin yazını okuduğunda ne hissedecek? ne düşünecek?
Akbaba gibi herkesin derdi, kendine pay çıkarmak.
Sadece ahlak bekçisi yakıştırması az kalır diye düşünüyorum.
Diğer yakıştırmalar size kalmış.

İşte o yazı.

>Bu blog terbiyesizdir!

>

Düşünce, yorum belirtmek güzel şeyler. Düşünebilmek, yazabilmek güzel. Abartmamak lazım.
Bloga svgnzya tarafından gönderilen “fuck the system” yorumu birkaç kişinin dikkatini çekmiş sanırım.(aha konuşulan yazı) nasıl olur? nasıl böyle bir şey yayınlar? falan filan. Bu şekilde yazacağım konular, göndereceğim yorumlar, sizin göndereceğiniz yorumlar belli bir sınırı aşmadan tabii ki yayınlanacaktır. Bu şekilde yazılanlar ve gönderilenler ahlâkınızı, terbiyenizi, kişiliğinizi bozuyorsa tarayıcınızdan cgulumser.blogspot.com adresini engelleyin. İster karşıt ister hem fikir olalım, bu blogta bu zamana kadar yayımlamadığım bir yorum yok. Tüm okurlar fikirlerini, düşüncelerini belli bir sınır dahilinde belirtebilir, yorum gönderebilirler. Dedik ya ister karşıt, ister hem fikirli olalım. Svgnzya ile o konuda hem fikiriz. “FUCK THE SYSTEM”. Eğer bu türlü yorumların blogun kalitesini, seviyesini düşürdüğüne inanıyorsanız, EVET! BU BLOG TERBİYESİZDİR.

>İnternet mi? Asla.

>

İnternet deyince hep akla kötü şeyler gelir. Özellikle yaşlı kesimin. Bize böyle düşündüren şey ne?
Gazeteler? Televizyon? İnsanlar?
Televizyonlarda çıkan kredi kartı dolandırıcıları, gazetelerde internet bağımlılığı ile ilgili onlarca makale.
Sorun internette mi? bizde mi? bunu çözmeliyiz öncelikle.
Sen git başka internet sitelerine kredi kartı bilgilerini ver (bkz. iş-bank.com, ak-bank.com, beyazbank.com, sarıbank.com) sonra paralarım gitti diye ağlan. Biliyorsanız kullanın, bilmiyorsanız da insanları yanlış yönlendirmeyin. Ya da öğrenin. Doğru girdim siteye ama yinede dolandırıldım, böyle konuşmak kolay Çağatayım(!) diyenler olabilir aranızda. Bilgisayarında 8752 tane virüs var, antivirüsün yok. Bırak kredi kartını, her bir bilgini çalarlar uleyn.
Yol yordamını bildikten sonra her şey o kadar pratik, o kadar rahat ki. Ne sıralarda ezilirsin ne de zamanını harcarsın. Hepsiburada.com, Gittigidiyor.com gibi güvenilir yerlerden alışveriş, doğru adres, iyi antivirüsten sonra internetinize güvenebilirsiniz. İnternete ön yargılı bakmayın. Sorun internette değil, SİZDE!
not: spam maillere kanıp oraya buraya girmeyin. bankadan aradığını iddia eden kişilere şifrenizi vermeyin. durup dururken messengerden gönderilen linklere tıklamayın.